Otizm spektrum bozukluğu (ASD) ve otizmin her ikisi de beyin gelişiminin karmaşık bozuklukları için kullanılan genel terimlerdir. Bu bozukluklar, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimdeki zorluklar ve tekrarlayıcı davranışlardaki zorluklar olarak, değişen derecelerde, karakterize edilir. DSM-5 tanı kılavuzunun Nisan 2013’te yayınlanması ile tüm otizm bozuklukları ASD(otizim spekturum bozukluğu) bir şemsiye tanısı ile birleştirilmiştir.
Önceki döneme bakıldığında; 2000 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği’nin yayımladığı kılavuza göre (DSM-IV-TR), otizm spektrum bozukluğu kapsamında beş ayrı kategori yer almaktadır:
- Otizm (Otistik bozukluk)
- Asperger sendromu
- Atipik otizm (Başka türlü adlandırılamayan otistik/yaygın gelişimsel bozukluk)
- Çocukluk dezentegratif bozukluğu
- Rett sendromu
ASD olan bazı kişiler, görsel becerileri, müzik, matematik ve sanatta dikkat çekici becerilere sahip olabilir.
Ne Otizime Neden Olur?
Bir süre önce, bu sorunun cevabı “Hiçbir fikrimiz yok” olurdu. Araştırmalar artık cevapları buluyor. Son beş yılda, bilim adamları otizm ile ilişkili nadir gen değişiklikleri veya mutasyonlar, ortaya koymuşlardır. Otizm vakalarının çoğu, yine de, erken beyin gelişimini etkileyen otizm riski; genler ve çevresel faktörlerin bir arada neden olduğu düşünülmektedir.
Otizm risk faktörlerinin açık kanıtı doğum öncesi ve doğum sırasında olayları kapsar. Bunlar geç yaşta hamile kalma(anne ve baba ),gebelik esansında annenin rahatsızlıkları, doğumda yaşanan zorluklar özellikle doğum sırasında bebeğin beynini oksijensiz kalmasıdır. Bu faktörlerin, kendi başına, otizm neden olmadığını akılda tutmak önemlidir. Daha ziyade, genetik risk faktörleri ile birleşerek, sınırlı bir riski arttırdığı düşünülmektedir.
Bazı araştırmalar, bir kadının doğum öncesi ve gebelik sırasında folik asit içeren vitamin alması veya günde en az 600 mcg folik asit ihtiva eden zengin bir diyetle beslenmesinin otistik bir çocuğa sahip olma riskini azalttığına dair sonuçlar vermektedir.